28 Ağustos 2009 Cuma

Beş Maddede Beşiktaş Nerede Hata Yapıyor?

Dünya'nın en kötü yönetilen klubü Beşiktaş olabilir.Yıldırım Demirören'in güveni geçen sene kazanılan kupalarla yerine geldi.Gelmez olaydı!

Bu adamı dinledim.Serhat Ulueren'in programında söylediği bazı sözleri aynen aktarıyorum:

1-Batuhan Karadeniz için Beşiktaş henüz erken.
2-Türkiye'de yılın transferi İsmail Köybaşı.
3-Delgado lisanslı futbolcumuz , kaptanımız!
4-Spor medyası Beşiktaş'ı yok etmeye çalışıp , iki büyük oluşturmaya çalışıyor.
5-Ben klubün menfaatlerini düşünmek zorundayım.


Şimdi ise bu maddeleri teker teker irdeleyelim.
1-Beşiktaş'tan açıklama:"Batuhan Karadeniz hiç bir takıma satılmayacak ve ya kiralanmayacaktır".Başkan boş konuşma.
2-Başkan saçmalama kazık yedin.
3-Başkan , Denizli kaptanım Üzülmez diyor , sen Delgado'nun sözleşmesini askıya alıyosun.Yalancı mısın Başkan!
4-Beşiktaş'ın başında sen olduğun sürece , Beşiktaş kendi kendini eritecek.Zaten taraftarları da kısıtlı zekaya sahip insanlardan oluşuyor.
5-Tabata hayırlı olsun başkan...

22 Ağustos 2009 Cumartesi

Sweet Dream

City için şu an rüyada diyebiliriz.İyi başlamak önemlidir böyle yeni kurulan takımlar için.İzlediğim kadarıyla da takım içinde birlik ve beraberlik üst düzeyde.Takım lideri Robinho , targetman Adebayor ve ne zaman ne yapacağı belli olmayan bir Ireland...Defansları da çok iyi durumda.Micah Richards'ın yeryüzündeki en iyi savunmacı olduğunu ciddi anlamda düşünmeye başladım.Bu ne zeka , bu ne fizik arkadaş.Baya iyi!

Adebayor da iyi adam.Mark Hughes takımın dinamiklerini iyi ayarlamış.İlk Abramovic'li sezonunda Chelsea'de bulunan takım içi arkadaşlık sorunu şimdilik City'de görünmüyor.

Ek olarak Arsenal de rüyada şu an şüphesiz...Abou Diaby beklediğim patlamayı sonunda yaptı.Mutluyum.Dudu daiyi başladı sezona , uzun sakatlıktan sonra.Vermaalen de takıma adapte olmuş.Wenger hasret kaldığı şampiyonluğa bu sene ulaşırsa şaşmam.

Taraftarı olduğum Manu'nun ise bu sezonu es geçeceğini düşünüyorum.Bir his...

Dönüş

Pet't Pr'nce uzun bir sakatlık döneminden sonra tekrar sahalarda.
Kaliteli futbol blogu duayenlerinden Prens Machiavelli, sevilen yorumlarıyla bir kez daha altısekiz ekranlarında.

Not: Hoyas La Liga*
* Yaşasın La Liga… 

21 Ağustos 2009 Cuma

Yılın Kolpası

Adnan Polat neden protesto edildi?

Duyduğuma göre Adnan Polat'ın canı son günlerde pek sıkkınmış...
Kulübün başına geldiği günden bu yana ticari hayatını askıya alan Adnan Bey'in bu yüzden baba İbrahim Polat'la arasının bozuk olduğunu ve hatta aylardan beri hiç görüşmediklerini yakın çevrelerinden biliyordum. Ancak onun canını sıkan konu baba Polat'la arasındaki bu küslük değil...
Asıl mevzu başka...
Polat'ın başı sürekli aleyhine çalışan bir lobiyle büyük belada...
Galatasaray Lisesi mezunları lobisiyle...
Bunu duyunca hiç şaşırmadım. Çünkü çok ama çok yakından tanıdığım birkaç mezundan biliyorum, bunlar gerçekten ilginç adamlardır. Mesela dünyanın kendi etraflarında filan döndüğünü sanırlar. Onlar ve onların lisesi olmadan Türkiye aslında bir hiçtir. Onlara göre siyaseti, medyayı ve yargıyı sadece ve sadece bu liseden mezun olmuş kişilerin yönetmesi gerekir. Ve hatta onlara göre lisenin yeni öğrencileri kesinlikle eski mezunların çocuklarından oluşmalıdır (Sınavsız, başvurusuz... Hani özel üretimler ya!)
Her neyse yani bu adamlar nedense kendilerini çok özel kabul ederler...
İşte Adnan Polat'ın başı bu adamlarla belada... Daha önce çok başarısız olmasına karşın salt lise mezunu diye Özhan Canaydın'ın kulübün başında kalmasına göz yuman liseliler şimdi de Adnan Polat'ı kendilerinden olmadığı için yemeye çalışıyorlar. Sürekli Polat'ın aleyhine kulis çevirmeler, yerine kendilerinden biri olsun diye olur olmaz adamlara başkanlık teklif etmeler filan...
Hadi diyelim ki bu onların birer üye olarak en doğal hakları.
Ama bu tayfa, oyunlarını sadece kendi içlerinde oynamıyor, "Kulübün geleceği de sağlam olsun" diye, bu akıl almaz şovenizmi henüz öğrenci olan genç beyinler arasında da yayıyor...
Nasıl mı?
"Gelsinler görsünler, Galatasaray ruhuna yakından tanık olsunlar" düşüncesiyle kulübün üst düzey 400 üyesini Tevfik Fikret Salonu'na davet eden Adnan Polat'ı 100 kadar liseli öğrenciye protesto ettirerek...
Koskoca Galatasaray Kulübü Başkanı'na, adeta, "Sen kimsin ya? Biz seni tanımıyoruz!" imasında bulunmaya çalışan bu genç çocuklar, Polat konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıktığında toplu halde dışarı çıkıp, konuşması bitince de salona geri dönüyorlar!
Çocukların bu terbiyesizce davranışı sergilemesine kim ya da kimler önayak oldu bilmiyorum ama şunu bir kez daha anladım ki, "Allah bizleri bu liselilerin şerrine tesadüf ettirmesin!"
(Lütfen, "Amin" deyin...)



Yazı Sabah gazetesi yazarı Sevilay Yükselir tarafından yazılmış tarihi bi kolpa...İyi kurgu , bravo Sevilay...

10 Ağustos 2009 Pazartesi

Süper Lig'de İlk Hafta

Süper Lig Beşiktaş-Belediye maçıyla başladı."Antreman maçı" gibi geçen maçta skor adil oldu.Beşiktaş bu sene şampiyonluk yarışınından uzak kalır bence.Mustafa Denizli'nin ikinci sezon sendromu yine başladı.Takımı Holosko'nun üzerine kurmak gerekirken , Holosko'nun takımda daha banko oynayamamasını bir türlü anlayamıyorum.Hele ki Serdar Kurtuluş'u satmak...Anlamsız.

Cumartesi günü Diyarbakır-Amkaragücü maçı zevkli bir maç oldu.Diyarbakır taraftarı , Bursa ve ya Eskişehir taraftarı gibi değilmiş.Tribünlerde büyük boşluklar gördük.Ceyhun Eriş iki tane inanılmaz gol attı.İlginç bir adam Ceyhun.Ama maç 2-2 bitti.Diyarbakır'da yeni bir takım.Ligde kalma mücadelesi verirler.

Antalya deplasmanındaki Ankara son dakikada Murat Tosun ile üç puanı yakaladı.Ankara iyi takım , sezonu iyi yerlerde bitirebilirler.Murat Tosun da milli takımda düşünülmesi gereken oyunculardan biri.Özellikle forvette sıkıntı çeken milli takıma iyi bir alternatif oluşturabilir.

Günün en önemli maçında Trabzon Sivas'ı sahadan sildi.Sivas'ın kıçı çok kalkmıştı.Aslan Sivas , Kaplan Sivas.Patladılar sonunda.Takım makım degil Sivas.Ama Kamanan iyi topçu.Trabzon'a gelecek olursak , iyi takım iyi ortasaha...Umut'tan kurtulması lazım ama bence.Çok basit bir oyuncu.Gol noktalarında çok etkisiz.Bence Batuhan onları şampiyon bile yapabilir.Kovalasınlar Batugol'ü.Ceyhun'a benden bir lakap "bomberman".Ne dersiniz çok mu antipatik oldu?Selçuk için de "Türk Lampard" diyorum ben.Oyunu iki yönlü oynayan falan filan.Sıkıldım artık bu tabirden de herkes kullanır oldu.Alanzinho , irlandalı ayakkabı cinleri gibi.

Pazar günü Antep-Galatasaray maçıyla başladı.Kısaca Arda Turan maçı aldı diyebiliriz.O Souza yok mu O Souza ne adammış be abi.Antep'in Brezilyalıları Bobo ve Nobre'den iyidir.Baros'taki top kontrol problemini anlamıyorum.Adam tüm dünya liglerinde top oynadı bir topu hala kontrol edemiyor.

Gençlerbirliği-Kayseri ve Manisa-Eskişehir maçları için ayrı şeyler söylemeyeceğim.Tek söylemek istediğim Mustafa Pektemek gibi bir yeteneğin aptal bir Alman yüzünden 72. dakikaya kadar kulübede beklemesi.Yazık.Mustafa Pektemek bu ligin en çalışkan en yetenekli genci.

Bursa-Kasımpaşa maçı çok zevkli bir maç olmuş.Ivankov'un büyük hatasında yenilen golden sonra şimşek gibi üstüne çökmüş rakibinin Bursa.Sercan'ın ayağından gelen ikinci gol çok güzel.Volkan Şen-Sercan Yıldırım ikinci bir Mehmet Topuz-Gökhan Ünal vakası olabilir.Volkan Şen hiç sevmediğim küçük futbolcu tipine birebir uysa da bu adama sempatim oluştu.

Hoşçakal okuyucu.

7 Ağustos 2009 Cuma

Arjantin'in Forvet Sıkıntısı ve Ortega


Arjantin diyince aklımıza gelen iki şey tango ve futboldur heralde.Bir futbol ülkesi Arjantin.Hemen hemen futbolla yatıp futbolla kalkan bir ülke.Birçoğuna göre dünyanın en iyi futbolcusu Maradona Arjantinli.Şimdilerde Messi yine dünyanın en iyisi olarak gösteriliyor.

Bu oyuncular kısa boylu , yere sağlam basan , kolay adam geçebilen ve sık sakatlanan oyuncular.Arjantin bu kadar iyi olmasa da bu tarz oyunculardan kaynıyor.Milli takımda oynayan Lavezzi ve Aguero'nun fizik yapıları ve oyun tarzlarını ayıran farklar çok az.Geçmişe baktığımızda , bugünlerde milli kadroya dahil edilecek Ortega da bu tip bir oyuncuydu.Cladio Lopez de kısa boylu süratli bir oyuncuydu , farkı solak olmasıydı.Bunların hepsi çok iyi oyuncular ama çeşitlilik yok ve aralarındaki uyum az.Bir de Tevez var onu unutmayalım.

Artık dünyada futbol değişiyor.Forvette havada ve karada iyi adamınız yoksa başarılı olamassınız.Bakınız her başarılı ülkede vardır böyle adam.Pivot santrafor değil dediğim adam.Sadece perspektifi geniş ve nerede duracağını bilen ayrıca fizik gücünü teknikle birleştirmiş bir oyuncu.Çok özellik saydım ama bu özelliklere sahip çok oyuncu var piyasada ama hiçbiri Arjantinli değil.Bir tek Milito sayılabilir ancak ondan da ben pek haz etmem.Milito , milli takımda banko oynamalıdır ben sevmesem de...Dünya'nın en iyi ortasahasına sahip takımlarından biri daha başarılı olacaktır bence çünkü.Tevez , Aguero , Messi ve Lavezzi bir arada oynadığında kör dövüşünden başka birşey olmuyor çünkü...

Belki de bir dönem çok iyi santraforlar çıktı.Gabriel Batistuta , Abel Balbo ve Hernan Crespo gibi adamlar hayranlıkla izlediğim adamlardı.Belki şimdi Ortega'yı çağırmak yerine Crespo çağırılsa daha faydalı olmaz mıydı?Hem genç forvetlere örnek hem de bence takımda eksik olan takım ruhunu geri getiremez miydi?

Maradona iyi bir futbolcuydu şüphesiz ama bence kendine çok güvenmesin...Boca taraftarları Riquelme için Maradona'ya posta koyunca sırf inat olsun diye alındığı aşikardır Ortega'nın.İşte Riquelme böyle bir adamdır , Maradona'yı bile bu hallere düşürür.Zamanında Pellegrini'ye yaptığı gibi Maradona'ya da resti çekince nasıl bir delikanlı olduğunu daha bir iyi anladık.Bu Arda Turan'ın , Galatasaray taraftarıyla Hakan Şükür'ün arasını bozması gibi birşey.Türkiye'de olur mu?Olur.Arda istese şu an herşeyi yapar Galatasaray'da.Çünkü ona bu güç verildi şu an.Neyse...

Diyeceğim şu ki bence Maradona bıraksın Ortega'yı falan da dünyaya turuna çıksın bir baksın havada iyi , güçlü bir Arjantinli var mı diye.Her yerden çıkabilir çünkü..Aradığını da Fransa'da bulabilir belki Lyon civarında Lisandro adında...



Fotoda Batistuta ünlü "Machine-Gun" gol sevincini yapıyor.

Her Şey Antalya'da Başlamıştı...


Galatasaray-Beşiktaş maçı için oturmuştuk ekranın karşısına.Zevkli bir maç oluyordu.Maç uzatmalara gitti.Uzatmalarda Galatasaray'ı ileri taşıyacak bir adama ihtiyacı vardı Gerets'in.Bir oyuncu aldı kenardan.Aydın Yılmaz...Aydın üç kişiyi çalımladı , penaltı yaptırdı.Torinolu Şaban topu ağlara göndermişti.

Efes Cup'un ardından lige dönmüştü Galatasaray.Kısıtlı bir kadrosu vardı o sene Cim-Bom'un.Özellikle hücumdaki bütün yük Hasan Şaş'ın sırtındaydı.Konya deplasmanı , kötü hava şartlarında oynanıyordu.Gerets'in hücum futbolu burada pek işlemiyordu.Galatasaray'ın puan kaybetmesi halinde fark altıya çıkıyordu Fener'le arasında.Dakika 80'i gösterirken taraftarın umudu azalıyordu.Gerets o genci aldı oyuna.Antalya'dan sempati beslediğim adamı görünce heyecanlanmıştım.O da uzatmalarda attığı mükemmel golle şampiyonluğa kendi tuzunu ekiyordu.

Seneler geçti...Arda'nın aksine kiralık olarak gittiği Manisa ve İBB'den tecrübe kaznamadı Aydın.Ayrıca Aydın sakatlıklarla çok boğuştu.Gerets'in ardından gelen Feldkamp onu kadroda hiç düşünmedi.Ardından gelen Skibbe Aydın'ı banko oynatmaya başladı.Performansıyla Milli Takım'a kadar yükseldi.Daha sonra Bülent Korkmaz'la herkes gibi düşüşe geçti.

Şimdi Frank-R belki görmek için belki de göndermek için Aydın'ı oynatıyor.Ama ben Aydın'ı çok seviyorum.Hala da umutluyum Aydın'dan.Çünkü Aydın bildiğimiz Türk futbolcusundan uzak , sessiz ve sakin yapıda elit bir oyuncu.Görürsünüz , hiçbirinizin sevmediği Aydın Yılmaz Türk Futbolu'na çok şeyler kazandıracak..

5 Ağustos 2009 Çarşamba

Kürkçü Dükkanı


LA taraftarına yaptığı hareketten sonra Beckham'ın Amerika'da çok kalmayacağını anlamıştık.Nereye gideceği belli değil.Ama bir takım diğerlerinden öne çıkıyor.Manchester United.Dönerse mükemmel olmaz mı?Bence olur.Manu tarihinin en önemli adamlarından biri Beckham , ancak Ferguson ile ayrılmaları pek hoş olmamıştı.Gelirse Owen'a verilen "7" numaralı formasını da alır bence ki bu transfer bence çok yakın bir zamanda gerçekleşecektir..

4 Ağustos 2009 Salı

Honved

Macarların Dünya futboluna damga vurduğu yıllar...Puskas önderliğinde İngilizleri 7-1 yeniyorlar.İngilizler yeniden yapılanıyorlar ve kendilerini göstermek için Macarların ve Dünya'nın en iyi takımıyla , en iyi İngiliz takım arasında bir maç ayarlıyorlar.Evet o yıllarda Honved dünyanın en iyi takımı..Puskas ve Macarların çoğu Honved'de.Ancak Wolwes 2-0 yenik duruma düştüğüü maşı çevirip 3-2 kazanıyor...Honved o günden beri toparlanamıyor ve günümüzde Fenervahçe'den 5 yiyor...

3 Ağustos 2009 Pazartesi

Commandante


Bu kelimeyi ne zaman duysam aklıma ne Che Guevera ne Maradona ne de Hagi gelir.Bu kelimeyi duyduğumda aklıma Alex gelir.Alex de Souza hepimizin bildiği gibi altı senedir Fenerbahçe'de.Fenerbahçe'nin kaptanı.

Alex 14 Eylül 1977 yılında Coritiba şehrinde doğar.İlk maçına 1995 yılında doğduğu şehrin takımı Coritiba'da çıkar.Coritiba'da 124 maçta 32 gol atarak kendini gösterir.Şimdi , Alex Türkiye Ligi'nde gol kralı olmuş bir oyuncu.Türk seyircisi her zaman oyuncuya sabit bir mevkide süşünmek ister.Bu sol açık , bu 10 numara , 4-3-3...Bunların hepsi Türklerin uydurmasıdır.Şimdi de yine bir Türk sıkışı olan 10,5 numara gündemde.Nedir yahu bu geyik?Yani bir oyuncuya basının kendi kafasına göre sorumluluk yüklemesi sadece Türkiye'de var.Gelişmiş futbol ülkelerinde (ki bu ülkeler sosyal açıdan da gelişmiş oluyor sanırım) oyunculara yaptıklarından sonra bazı sorumluluklar yüklenirken , bizim ülkemizde daha gelir gelmez 1000 kişinin altında kalan oyuncuya "Kral" muamelesi yapılıyor.Dönelim konumuza Alex Coritiba'da attığı gollerle "fırsatçı" olduğunu kanıtlıyor.

Alex 1997'de Palmeiras klübüne transfer olur.Bu klüpte141 maçta 71 gol atar.Yani Alex golcü bir oyuncu arkadaş.Alex direk sonuca etki eder.Yenilirken gol atar maçı çevirir.Böyle bir adam!Sonuç olarak Brezilya Milli Takımına seçilir ve 1999 Konfederasyon Kupası'nda Ronaldinho ile beraber harikalar yaratır.O sene Dünya'da Yılın En İyi 3. Forveti seçilir.

Bu performansıyla Avrupa'yı peşine takar Alex...Adeta Brezilyalılar ve Arjantinliler için adapte olması en kolay takıma Parma'ya gelir 2001'de.Ligin ilk yarısında sakatlanır ve sadece 5 lig maçına çıkarak 2 gol kaydeder.Ancak sezon ortasında Parma'dan ayrılmak ister ve Flamengo'ya döner.

2003'te Cruzeiro'ya gelir Alex.Burada yeniden doğar.İşte bizim Alex ile gerçek anlamda tanışmamız bu yılda yapılan Konfederasyon Kupası olur.Önceden Championship Manager'dan tanıdığımız Alex , Ahmet Yıldırım'lı Okan Yılmaz'lı Türkiye'ye attığı muhteşem golle Türk izleyicisinde hayranlık uyandırır.

İşte bu kupadan sonra Fenerbahçe'nin Alex ile olan ilişkisi başlar.Ama biz tam bir yıl boyunca şimdi Chelsea'de oynayan Alex Costa sanarız karşı tarafı.Belki de gerçekten oydu Fener'in ilgilendiği adam.Alex PSV'ye gittiğinde , sanırım Fenerbahçe küçük Alex'e yönelir ve alır.

İlk maçını hatırlarım rakip defansı komple çalımlayıp gol atmıştı.Brezilya Kaptanı olarak geldiği Fenerbahçe'de neler yaptığınu hepimiz biliyoruz.KrAlex bana göre Fenerbahçe tarihinin en önemli oyuncusudur.Daum'un getirdiği ilk Brezilyalıdır Alex.Daum gitti geldi Alex hala aynı Alex.

Alkışlar kaptana , alkışlar Cruzeiro yakın tarihinin en önemli şahsiyetine!

1 Ağustos 2009 Cumartesi

Lassana Diarra


Lassana Diarra 10 Mart 1985 yılında Fransa'nın başkenti Paris'te dünyaya geldi.Babası Paris'e Mali'den gelmiş ve annesinden hısım akrabısıyla evlenmiş bir işçi.Avrupa'da bulunan her Afrika kökenli gibi hayata 1-0 yenik başlamıştır sizin anlayacağınız.Bu şartlarda doğmasına rağmen okula gitmeye devam etmiş.Ama futbol da onun tutkuları arasındaymış.

Lise takımının kaptanı ve forveti olarak forma giydiği dönemde Le Mans klübü yetkilileri tarafından keşfedilerek altyapıya alındı.Futbol tutkusu onu okuldan uzaklaştırıyordu kendi deyimiyle.Daha sonra Le Havre takımına geçerek , burada gerçek bir futbolcu oldu.Artık bir forvet oyuncusu değil , ortasahada görev yapan bir pitbulldu.Burada göstediği performansla Fransa Ümit Milli takımına seçildi.Milli takımda herkesin dikkatini çeken bu adamın Makelele ile olan fiziksel ve zihinsel benzerliğiydi.Makelele'nin etkisiyle 4 Milyon Euro karşılığında Chelsea'ye geldi.Fazla şans bulamadı burada ama kalitesi ortadaydı ve Dilere Wenger aldı bizim zenciyi.Ama Arsenal'de de yeteri kadar forma şansı bulamadığını söyleyince Portsmouth'a cüzi bir meblağaya transfer oldu.Portsmouth kariyeri onun için harika geçti ve geçen sezonun ortasında 20 milyon pounda Real Madrid'e geçti.Nispeten yumuşak oyuncuların olduğu Real Madrid ortasahasının en önemli ismi haline geldi ve Real Madrid'in şampiyonluğa o noktaya kadar kovalayabilmesinde Higuain ile en büyük paya sahipti.Bu sayede taraftarın sevgisilisi oldu "Lass".Şimdi ise Real ortasahasında yeri garanti tek oyuncu.Tabi Ronaldo ve Kaka'yı saymıyorum.Fransa Milli Takımının da banko oyuncusu Diarra şu an.Makelele'den bana göre çok daha teknik ve sağlam.Tahminimce yıllar sonra onu Fransa'nın kaptanı olarak göreceğiz.

31 Temmuz 2009 Cuma

Yeni Sezonda Fenerbahçe ve Galatasaray

Fenerbahçe:

Volkan
Gönül Önder Bilica Carlos

Kazım Christian Emre Santos

Alex

Guiza



Galatasaray:

Leo Franco

Sabri Zan Servet Balta

Topal
Elano Arda

Keita Kewell

Baros

Bayern'in Bekleri

Bayern Munih Almanya'nın en önemli takımı olması , Almanya'daki iyi yerlileri almasıyla oluşur yıllardan beri.Bayern birçok oyuncuyu harcadığı ya da kendisi faydalanamdığı gibi bazı oyuncuları da iyi yerlere getirmiştir.Michael Ballack şu an bir Alman efsanesiyse bunu Bayern'e borçludur.Ama Podolski şu an Koln'de sürünüyorsa bu Bayern yüzündendir...

Bugün baktımda o sol bekte çok adam gördüm son yıllarda.Senelerce Fransız Bixente Lizarazu'nun (ki ben hiç beğenmezdim) gidip geldiği kanatta Bayern'de hiçbir oyuncu dikiş tutturamadı.Kimler oyanamadı ki o kanatta..Ze Roberto'nun oynadığını bile gördüm.Aslında genç yetenek olarak gelen Marcell Jansen umut vaadediyordu.Bir sezon sonra Hamburg'da buldu kendini.Şimdi de Twente'den Braafheid'i getirmiş Van Gaal.Bence çok basit bir oyuncu.

Lahm o kanatların ikisinde de forma giydi ki bence Dünya'nın en iyi beklerinden biridir.Bir Alman bu kadar teknik olabilir ancak.Öylesine istisnai bir durum ki bu sanki Tanrı bu istisna devam etsin diye bu ufak tefek çocuğu Cristiano Ronaldo gibi beygirlerle uğraşsın diye kenar oyuncusu yapmış.Daha da götürür Lahm..

Peki bizim Hamit'e nolur bu sezon?Banko oynamaya devam eder.Ben Hamit'in Schalke'deki son sezonundan beri yedek kaldığını görmedim.O sezon da Bayern'le önceden anlaştığı için kaşarlık yapıldı.Sen tarihi kazma Asamoah'la kızlar yurdu belletmeni Lincoln'ü oynatıcam diye çocuğu yedek bırakırsan elden kaçmasını da izleyeceksin...

Son olarak Mario Gomez'deki fizik zor bulunur.Bastian Domuzyavrusu da hala değerini bulamadı.Bence kariyerini yeniden canlandırması için transfer yapması gerek.Podolski'ye çok yazık oldu çok...

30 Temmuz 2009 Perşembe

Elano


Bu senenin tartışmasız en iyi transferini yaptı Galatasaray...Dünya'nın en iyi oyuncularından biri Elano bana göre.Teknik , akıllı ve aynı zamanda maçı sahiplenmesi onu ön plana çıkaran özellikleri.Milan'a gitmesini bekliyordum ben açıkçası.Haber çok taze , keyfini çıkaralım...

19 Temmuz 2009 Pazar

Zlatan


Hayranım bu adama.Dünya'nın en yetenekli oyuncusu bana göre.Hak ettiği üzere biraz kibirli , biraz elit ve biraz da elegant...Bazen afra tafra yapması çok doğal.O boya o posa yapamayacağı şey yok.Ama Barca'ya giderek beni üzdü diyebilirim.Zlatan bir takım oyuncusu değildir.Zlatan efedir , Zlatan reistir.Çıkar beni dediyse çıkaracaksın.Çıkarmassan kendisi çıkar gider.40 milyon euro artı Eto'o artı kiralık Hleb.Biraz da Real'in gazına geldiler kanımca.Bu kadar verilmez Ibra'ya.Eto'o da sayılı golcülerden sonuçta...

Messi sağdan içeri kıvrılır.Birkaç adamı geçer , Zlatan'la verkaça girer...Girmesine girer de o verdiği topu alamaz.Ya da Xavi ortadan girerken alan boşaltan Eto'o aranır.Zlatan kasmaz.

Ama karizması yeter.Havası yeter.Barcelona işçinin emekçinin klubüdür.Bu kadar para verip topçu almaz.Kime vermiş bu kadar para...Hepsi altyapıdan oyucuların.Bence bu transfer de Zlatan karlı çıkar çok gol atar ama sonuçta Valencia şampiyon olur.